28 Haziran 2018 Perşembe

Son dakika: Tarihi an! Yaşam ihtimali görüldü...

Bulunan karbon bazlı moleküllerin, uydunun merkezinde bulunan sıcak kayalar ile donmuş yüzeyin altında yer alan okyanusun etkileşimi sonucu oluştuğu tahmin ediliyor. Araştırmayı yayınlayan Dr. Postberg, "Böylesi moleküller ilk defa dünya dışında sudan oluşan bir gezegende görülüyor" dedi.   Son dakika: Tarihi an! YaÅŸam ihtimali görüldü...

Haberin fotoğrafları

Bilim insanları Satürn'ün altıncı en büyük uydusu olan Enseladus'ta kompleks karbon bazlı moleküller buldu.
Bilim insanları Satürn'ün altıncı en büyük uydusu olan Enseladus'ta kompleks karbon bazlı moleküller buldu.
Bu yapılara daha önce yalnızca Dünya'da ve bazı meteorlarda rastlanmıştı.
Moleküllerin, uydunun merkezinde bulunan sıcak kayalar ile donmuş yüzeyin altında yer alan okyanusun etkileşimi sonucu oluştuğu tahmin ediliyor.
Bu başlı başına bir yaşam belirtisi olmasa da karbon temelli kompleks moleküllerin varlığı Enseladus'ta yaşamın var olma ihtimalini artırıyor.
KaynakSon bulgular, Cassini uzay aracından gelen veriler sayesinde ortaya çıktı.
Enseladus'ta hayat var mı?
Araştırmayı yayınlayan Dr. Frank Postberg, "Bu büyük moleküller genellikle yüzlerce atomdan oluşuyor" diyor ve ekliyor:
"Böylesi moleküller ilk defa dünya dışında sudan oluşan bir gezegende görülüyor. Dünyada bu moleküller biyolojik olarak yaratılıyor ama Enseladus'takilerin başka şekilde ortaya çıkmış olma ihtimali de var. Bu moleküller hayatın var olması için bir şart. Fakat şu anda bunların biyolojik olarak mı yaratıldığını, uyduda prebiyotik bir kimyasal süreç veya yaşam olup olmadığını söyleyemeyiz."
Yaşam için neye ihtiyaç var?
  • Sıvı haldeki su
  • Enerji
  • Karbondan oluşan organik bileşikler
  • Karbon, hidrojen, nitrojen, oksijen, fosfor ve sülfür gibi belli elementler
Enseladus'ta sülfür ve fosfor izine henüz rastlanmasa da geri kalan tüm maddeler uyduda bulunuyor.
Sırada ne var?
Geçen yıl Eylül ayında görevini tamamlayan ve Satürn'ün atmosferine girerek yanan Cassini aracı, yaşam belirtilerini bulmak için tasarlanmamıştı.
Uydunun uzaya fırlatıldığı dönemde bilim insanları Enseladus'tan uzaya fışkıran suların varlığını henüz keşfetmemişti.
Cassini bunları Satürn sistemine girdikten sonra, ilk olarak 2005'te keşfetti.
Şu an yer yüzünde bu tür moleküllerin biyolojik olarak yaratılıp yaratılmadığını tespit edecek teknolojiler bulunuyor.
Dr. Postberg "Mantıklı olan bir sonraki adım, Enseladus'ta kısa süre içinde, bu göreve özel tasarlanmış bir araçla tekrar giderek orada hayat olup olmadığını tespit etmek" diyor.
Kaynak: BBC Türkçe

18 Haziran 2018 Pazartesi

Mars'ın 'kayıp sularının' sırrı çözüldü

Mars ve GüneÅŸ                   Oxford Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, Mars'ın yüzeyinde niçin su olmadığını tespit etti. Buna göre, gezegenin kaya yapısı sünger gibi olduğu için bir zamanlar var olan su 'içeri çekildi'.
'Kızıl gezegen' Mars'ta su ve yaşam arayışı sürse de, bilim insanları tartışmaya son noktayı koymuş görünüyor. Oxford Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, Mars'n yüzeyinde niçin su ve dolayısıyla yaşam bulunmadığını tespit etti. Buna göre gezegenin kaya yapısı, suyun yüzeyde kalmasını engelliyor.Gazete Duvar'ın haberine göre araştırmada, Mars'taki kayaların dünyadakilere kıyasla yüzde 25 oranında daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğu, suyun bu kayalarla gezegenin merkezine doğru indiği ortaya konuldu.
Nature dergisinde yayımlanan araştırmanın başındaki isimlerden Dr. Jon Wade, Mars'ın kaya yapısının suyu sünger gibi çektiğini açıkladı. Wade, "Mars'ta, gezegenin bazaltik kabuğunu oluşturan yeni patlamış volkanlar ile su arasındaki reaksiyon, sünger benzeri bir etkiye sebep oldu. Su ile kaya arasındaki bu tepkime kayaların yapısını değiştirdi ve gezegenin yüzeyinin kuruyup, yaşam için uygun olmamasına yol açtı" dedi.
Wade, Mars'ın yüzeyinin kimyasına ilişkin bulguların, hakkında Venüs gibi az şey bilinen gezegenlerin yapısını incelemekte de kullanılacağını söyledi.Mars           Bilim insanları, gezegen yüzeyindeki koyu çizgilerin su değil kum akıntısı izi olduğunu açıkladı.                                                                                     Arizona Üniversitesi, Durham Üniversitesi ve Gezegen Bilimi Enstitüsünden bilim adamları, Kızıl Gezegen'in yüzeyindeki dar, koyu renk akıntı izlerinin Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesine (NASA) ait Mars Keşif Uydusu'na (MRO) yerleştirilen 'HiRISE' teleskobu tarafından elde edilen görüntülerini inceledi.
ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezine ait 'Nature Geoscience' dergisinde yayımlanan araştırmanın baş yazarı Colin Dundas, Yineleyen Yamaç Çizgileri (RSL) olarak adlandırılan binlerce çizgiden 151'inin incelendiğini, RSL'lerin çoğunun 28 ila 35 derece arasındaki eğimlerle sona erdiğini, bunun hem Dünya'da hem de Mars'taki kumul eğimlerinin bitiş derecesiyle aynı olduğunu söyledi.
Dundas, RSL'lere dair tespitlerinin Mars'ın bugünkü yüzeyinin çok kuru olduğu bulgularını desteklediğini söyledi.
RSL'lerin su değil kum ve toz gibi tanecikli maddelerden oluştuğu sonucuna varan bilim adamları, bazı RSL'lerde hidratlaşmış minerallerin saptandığını, bu nedenle RSL'lerin oluşumunda su zerreciklerinin rolü olabileceğini bildirdi.                                                                              'SU OLABİLİR AMA HAYAT OLUŞUMUNA YETERLİ DEĞİL'Mars yüzeyi
Bununla birlikte çalışma, Mars yüzeyinde akan su bulunmadığını tezini desteklerken Kızıl Gezegen'de su bulunduğu tezini tamamen bertaraf etmediği vurgulandı. Bilim insanları, Mars'ta su bulunabileceğini ancak bunun hayatın oluşumuna olanak sağlayacak düzeyde olmadığını belirtti.
NASA, 2015 yılında Kızıl Gezegen'de sıcak aylarda tuzlu su aktığına dair güçlü kanıt elde ettiğini açıklamıştı. Bilim insanları, Mars'ın en sıcak aylarında koyu renkli dar akıntıların ortaya çıktığını, yılın geri kalan dönemlerinde ise bunların yok olduğunu bildirmişti.

NASA'dan büyüleyici panoramik Mars görüntüsü

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Mars'ın panoramik görüntüsünü yayınladı.
NASA'nın Mars yüzeyinde görev yapan Curiosity uzay araştırma aracı, Gale Krateri'ndeki Vera Rubin Tepesi'nden herkesi büyüleyen panoramik bir görüntü elde etti.
Mars'ta kış döngüsünden kısa süre önce elde edilen görüntülerde güneş açısının elverişli olması sayesinde çok fazla detayın yakalanması mümkün oldu.
2012 yılında iniş yaptığı bölgeden 18 kilometre uzaklıkta olan Curiosity'in çekim yaptığı Gale Krateri'nin alanının 154 kilometre çapında olduğu biliniyor.

Gökbilimcilerden Dünya dışı yaşam ihtimaline dair kritik keşif

Dünya’ya benzeyen gezegen tespit edildi                 Güneş Sistemi'nin en yakınındaki Alpha Centauri yıldız sistemindeki 2 yıldızın, çevrelerine canlı yaşamını engelleyecek ölçüde radyasyon yaymadığı tespit edildi.                                                                                            Gökbilimciler, Güneş Sistemi'ne en yakın yıldız sistemi olan Alpha Centauri'deki yıldızlardan 2'sinin, çevresindeki gezegenlerde canlı yaşamının varlığını mümkün kılabilecek özellikte olduğunu keşfetti.
Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansından (NASA) yapılan açıklamada, Chandra X-Işını Teleskobu'nun yaptığı gözlemlerde, Dünya'dan 4 ışık yılı (40 trilyon kilometre) uzaklıktaki Alpha Centauri sistemindeki yıldızlardan Alpha Centauri A ve Alpha Centauri B'nin, çevresindeki yaşama elverişli bölgeye canlı yaşamına ket vuracak düzeyde yoğun bir radyasyon yaymadığını belirledi.
Chandra X-Işını Teleskobu'nun 2005 yılından bu yana her 6 ayda bir yaptığı gözlemler sonunda, Güneş'le aynı yaşta ve büyüklükte olan Alpha Centauri A'nın Güneş'le aynı miktarda, Güneş'ten daha küçük ve solgun ancak ona benzerlikteki Alpha Centauri B'nin ise Güneş'ten 5'te 1 oranında daha fazla radyasyon yaydığını tespit etti.
NASA uzmanları, söz konusu miktarın her 2 yıldızın yörüngesindeki bulunabilecek olası öte gezegenlerde canlı yaşamını olanaklı kılabileceğine dikkati çekti.
​Bilim adamları, yıldızlardan yayılan büyük miktarda radyasyonun yarattığı uzay iklim etkileriyle korumasız canlı yaşamının kendini sürdürmesine olanak vermeyeceğini, öte yandan gezegenlerin koruyucu atmosferlerini yok eden radyasyonun canlı yaşamının oluşmasına en baştan ket vurabileceğine işaret etti.
Alpha Centauri sistemi A ve B yıldızları dışında 'Proxima' olarak bilinen 3'üncü bir yıldıza daha ev sahipliği yapıyor. Güneş Sistemi dışındaki Dünya'ya en yakın yıldız olan Proxima, Dünya'ya ulaşan radyasyon miktarının 500 katı kadar radyasyon yaydığından, bu yıldızın çevresinde canlı yaşamının ortaya çıkmasının mümkün olmayacağı öngörülüyor. 
​Bilim adamları, henüz Alpha Centauri'deki yıldızların çevresinde öte gezegen tespit etmedi.
Nobel ödüllü Hint asıllı Amerikan astrofizikçi Subrahmanyan Chandrasekhar'ın adını taşıyan Chandra X-ışını Teleskobu, 1999 yılından bu yana Dünya yörüngesinde uzay gözlemleri yapıyor.https://tr.sputniknews.com/bilim/201806091033800766-gokbilimcilerden-dunya-disi-yasam-ihtimali-kritik-kesif/

'Öte gezegenlerin yörüngelerinde canlı yaşamına elverişli uydular bulunabilir'

gezegenGökbilimciler, Kepler Teleskobu tarafından tespit edilen öte gezegenlerden 121'inin yörüngesinde canlı yaşamına elverişli uydular bulunabileceğini tahmin ediyor.                                                                                                            Bilim adamları, Güneş Sistemi dışındaki öte gezegenler arasında 'gaz devi' özelliğindeki 121'nin yörüngesinde canlı yaşamının oluşmasına elverişli uydular bulunabileceğini bildirdi.
ABD'nin California Üniversitesi ile Avustralya'nın Güney Queensland Üniversitesinden bilim adamları, "The Astrophysical Journal" dergisinde yayınladıkları makalede, NASA'nın Kepler Uzay Teleskobunun 2009 yılından bu yana keşfedip kayda geçirdiği öte gezegenler arasında, Güneş Sistemi'ndeki Jüpiter ve Satürn gibi, kütlesinin çoğu gazlardan oluşan dev gezegenlerin uydularının canlı yaşamına elverişli olabileceğini ileri sürdü.
Araştırmacılar Kepler Teleskobu'nun tespit ettiği öte gezegenler arasında kendi yıldız sistemlerinin yaşama elverişli bölgesinde bulunan, gaz devi niteliğindeki 121 gezegen tespit etti. Bu gezegenlerin uydularının canlı yaşamının göstergelerinin araştırılması için uygun kaynaklar olacağı belirtildi.
Bilim adamları Dünya dışı canlı yaşamını araştırırken, Dünya gibi kaya oluşumlu öte gezegenlere odaklanıyor. Çünkü bu tür gezegenlerin uygun atmosfer koşullarına sahip olması halinde canlı yaşamının oluşmasına elverişli olacağı varsayılıyor.
Ancak yeni araştırma, öte gezegenler arasında gaz devi niteliğindeki gezegenlerin de kendileri uygun aday olmasa da yörüngesindeki kaya oluşumlu uydularının da bu açıdan araştırılmaya değer olduğu varsayımını ortaya atıyor.
Öneri, yeni nesil teleskoplarda hangi donanımların bulunması gerektiğine dair tercihlerde kritik rol oynayabilir.

Dünya Kupası'nda 'UFO paniği'

2018 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan Rusya'da bulunan turistler gökyüzündeki bu görüntüler sonrası telefonlarına sarıldı. Sosyal medyada geniş yer bulan bu karelerin sırrı yapılan resmi açıklama ile ortaya çıktı.

  • Futbol dünyasının en büyük turnuvası olarak kabul gören Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan kentlerden birisi olan Nizhny Novgorod'da kısa süreliğine de olsa "UFO paniği" yaşandı.
    Gökyüzünde beliren bu şekilleri UFO zanneden turistler bu anların fotoğraflarını çekti ve sosyal medyada paylaştı. 
  • Sosyal medya platformlarında geniş yer bulan kareler kısa sürede basının da dikkatini çekti. Ancak gökyüzündeki bu görüntülerin sırrı Rus Uzay Ajansı yetkilileri tarafından yapılan açıklama ile ortaya çıktı.
  • Bu görüntülerin bir UFO (Tanımlanamayan uçan cisim) olmadığının altını çizen Rus yetkililer bu görüntünün sebebi olarak Uzaya gönderilen Soyuz kapsülünü gösterdi.
    Gökyüzünde beliren bu görüntünün ülkenin kuzey bölgesinden fırlatılan Soyuz kapsülünün izleri olduğunu belirten yetkililer Soyuz'un hedefine başarı ile ulaştığı bilgisini de kamuoyu ile paylaştı. 
  • SPACEX'İN FÜZESİ DE BENZER KORKUYA NEDEN OLMUŞTU

    SPACEX'İN FÜZESİ DE BENZER KORKUYA NEDEN OLMUŞTU
    Benzer bir panik geçtiğimiz yıl ABD'de yaşanmıştı. Ünlü girişimci Elon Musk’ın uzay çalışmalarına odaklanan şirketi Space X, Kaliforniya’da bulunan Vandernberg Hava Üssü’nden Falcon-9 roketini fırlatmış, roketin tırmanışı ise Los Angeles semalarında bu görüntülerin ortaya çıkmasına sebep olmuştu.
  • Roketin atılacağından habersiz olan kişiler tarafından endişe uyandıran gökyüzündeki ışıklar binlerce kişinin sosyal medyada hesabında paylaşım yapmasına neden olmuştu.
  • Paylaşımlara yönelik olarak Space X firmasının sahibi Elon Musk kişisel Twitter hesabında “(Işıklar) Kuzey Kore yapımı Nükleer UFO” paylaşımını yaparak bu durumu ti'ye almıştı.